İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | difficult job i. | zor iş | ||
Teaching a tolerance and awareness programme in those camps must be one of the most difficult jobs in the world. Bu kamplarda hoşgörü ve farkındalık programı öğretmek dünyanın en zor işlerinden biri olsa gerek. More Sentences |
||||
Genel | difficult job i. | zor meslek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | a difficult job i. | zor bir meslek |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | have a (hard/difficult) job doing/to do something f. | (bir şeyi) yapmakta zorlanmak |
Konuşma Dili | have a (hard/difficult) job doing/to do something f. | (bir şeyi) yapana kadar canı çıkmak |